Avukatlıkta Sistem, Süreçler ve Kurumlaşma
Büromu yeni açtığım yıllarda bir süre birlikte çalıştığım, daha sonra uzunca süre yurt dışına gidip gelen, uluslararası büyük başarılar elde eden, yakın dostlarımdan Av. Zafer Sevinç’in geçenlerdeki sohbetteki “Abi ben senin yanında çalışmaya niçin karar verdim biliyor musun?” sorusu beni eski günlere götürdü.
Birlikte çalışacak stajyer ve avukat bulmakta zorlandığım o yıllarda büroma gelen her faks, tebligat veya önemli telefon notu üzerine – işi ister yardımcıma ister stajyerime ister sekreterime vereyim – mutlaka bir İş Kabul ve Görevlendirme Formu ekliyor, işi kime verdiğimi, ne yapması, ne zaman teslim etmesi gerektiğini yazıyordum. Bu formları bir koçan halinde bastırmıştım, karbon kağıdı ile bir kopyasını çıkarıyor, kopyalarını koçan halinde tutuyor, ve oradan görevlerin yapılmasını takip ediyordum.
Gelişen işlerim için bir çalışma arkadaşı aradığım o günlerde yaygın olduğu üzere adliyedeki baro defterine bir avukat ilanı koymuştum. Zafer onun üzerine başvurdu. “Böyle yetkin bir avukat bizimle çalışmaz” diye düşünüyordum; tam tersine ilk görüşmede anlaştık ve birkaç yıl birlikte çalıştık.
Zafer şöyle dedi: “Abi ben birkaç yere daha başvurmuştum, senin ilanını da merak etmiştim. Görüşme sırasında senin büroda bir sistem olduğunu gözlemledim. ‘Sistemi olan başarılı olur’ diyerek seninle çalışmaya karar verdim.”
Avukatlık, özgür doğasına aykırı olsa da robota benzer yönleri de vardır. Bir yandan müvekkilin haklarını iyi savunmak, diğer yandan mahkemelerde iş yapma usul ve süreçlerini iyi bilmek ve işletmek zorundadır. Özellikle hak kaybına neden olan süreleri ve son günleri iyi hesaplayıp takip etmesi gerekir. Örneğin, temyiz hakkını kullanmak için kararın resmen tebliğ edildiği tarihten itibaren hesap yapması, elektronik tebligat yapılmışsa sürenin tam olarak ne zaman başlayacağını ve biteceğini kesin olarak hesap etmesi, son gün resmî tatilse ne olacağını, bayramlarda verilen idari izinler ile resmî izin arasındaki farkı, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmak için sürenin resmî tebligattan değil öğrenmeden başladığını bilmesi gerekir. Bütün bunları ve yargılamalardaki diğer süreleri ve süreçleri iyi bilmek ve takip etmek, avukatı biraz da robota benzetir.
Avukatın, bürosunda bütün bunları aksamadan yönetebileceği bir sistem oluşturması, iç süreçler geliştirmesi ve bu süreçlerin aksamadan işlemesi için tedbirler alması gerekir. Bütün bunları yapan ve işleten avukatlık büroları, ister birkaç kişi isterse onlarca avukatın görev aldığı bir yapı olsun, kurumlaşmaya başlarlar.
Çünkü kurumlaşmak, bir araya gelen insanların bir organizasyon içinde ve belirli kurallara göre hareket etmesi demektir.
Esasen avukatlık, kurumlaşmış bir meslektir. Avukatın gelen ve giden evraklar için defter tutması, müvekkilleri ile yaptığı görüşmeleri yazılı not haline getirmesi gibi meslek kuralları, avukatlığın kurumlaşmasını zorunlu kılar.
Kurumlaşmak, şirketleşmek demek değildir…
Devam edecek…