İnsan Psikolojisinden Anlamanın Avukat ile Müvekkil İlişkisindeki Rolü | GÜNCE

İnsan Psikolojisinden Anlamanın Avukat ile
Müvekkil İlişkisindeki Rolü

İnsan Psikolojisinden Anlamanın Avukat ile Müvekkil İlişkisindeki Rolü | GÜNCE

ANA SAYFA GÜNCE blog ok BLOG GÜNCE blog ok İNSAN PSİKOLOJİSİNDEN ANLAMANIN AVUKAT İLE MÜVEKKİL İLİŞKİSİNDEKİ ROLÜ

2 Mart Perşembe, 2023

İnsan Psikolojisinden Anlamanın Avukat ile Müvekkil İlişkisindeki Rolü

Bir avukatın görevi, sizlerin de bildiği gibi müvekkilinin hukuksal sorununa hukuksal çözümler üretmektir. Gelin görün ki avukatlık, mekanik bir meslek olarak görülemez. Mesleğin teori kısmı olan hukuk fakültesinden mezun olmak, yasaları bilmek, dava sürecini takip etmek kadar önemli bir faktör daha vardır; müvekkilini anlamak.

Müvekkilini anlamak; onu dinlemek, müvekkilinin içinde bulunduğu gergin, kızgın, ümitsiz, şaşkın ve panik hallerini görebilmek, dava süreciyle ilgili objektif ve gerçekçi bakış açısını müvekkilinin duygu durumuna göre (gereken durumlarda) yumuşatarak aktarabilmektir.

Avukatın müvekkilini anlayabilmesi için asgari düzeyde de olsa insan psikolojisinden anlaması gerekir. Bir avukatın insan psikolojisinden anlaması; doğru iletişim, güçlü bağlar kurması yalnızca müvekkilini anlamak ve yönlendirmek için değil, aynı zamanda hukuki sürecin parçası olan mahkeme kalemleri, icra müdürlükleri, ilgili resmî kurumlarda görev yapan herkes karşısında güçlü olması demektir.

Elbette bir avukatın görevi, müvekkiline psikolojik destek sunmak değildir. Ancak bir avukatın tercih edilebilir olması yalnızca aldığı başarılı sonuçlara bağlı değil, aynı zamanda müvekkiliyle kurduğu iletişime yani sürece de bağlıdır. Hukuki hakkını arayan bir müvekkil, dava sürecinin stresli bir süreç olduğunu bilerek, güvenebileceği bir avukatla yola çıkmak ister.

Müvekkilinizle kuracağınız ilişkinizde, müvekkilinizin psikolojisini anlamak konusunda size yardımcı olacağını düşündüğümüz bakış açıları hazırladık.

İyi bir dinleyici olmak.

Dinlemenin, konuşmamak olmadığını her iyi dinleyici bilir. Bir avukatın en gelişmiş yeteneklerinden biri iyi bir dinleyici olmasıdır.

İyi dinleyici olmak, empati yeteneği gerektirir. İyi dinleyici olma özelliğine sahip bir avukat, bir süre kendi benliğinden ayrılarak müvekkilinin benliğine uzanır; kendisini müvekkilinin yerine koyarak müvekkilini anlamaya çalışır. Kendisini müvekkilin yerine koyan avukatın göz önünde bulundurması gereken durum; müvekkilinin yaşadığı durumla birlikte haklarını bilmiyor olduğudur.

Burada avukatın dikkat etmesi gereken diğer konu, empati sürecini çok uzatmadan, hukuksal yardım görevini unutmadan kendi benliğine dönebilmesidir.

Avukatın müvekkiliyle kısa süreli empati kurarken; kendi kimliğini unutmaması, müvekkiliyle ilişkisinin hukuksal amaçlarını aklından çıkarmaması, kendi benliği ile müvekkilinin benliği arasında ayrım yapmayı sürdürebilmesi gerekir.


GÜNCE ile tüm avukatlık ve büro işlerinizi tek bir platformdan yönetin. GÜNCE ile tüm avukatlık ve büro işlerinizi tek bir platformdan yönetin.

İyi bir anlatıcı olmak.

Hukuk dili, terminolojisi gereği çoğu zaman hukukçuların anladığı bir dil. Dolayısıyla avukatların müvekkillerine, hukuki süreci müvekkillerinin anlayabileceği bir dilde ifade etmesi çok önemli.

Müvekkil, kendisine ulaşan hukuki bir bildirimi dahi anlamak ve anlamlandırmak konusunda avukatına danışmak isteyecektir. O yüzden avukatın, müvekkiliyle kurduğu iletişimde sakin, anlayışlı, saygın, kararlı olması kadar müvekkilinin anlayacağı dilden süreci anlatması her iki taraf için hayati bir durum haline gelebilir.

Müvekkilin güvenini kazanmak.

Avukat ve müvekkil ilişkisi, her şeyden önce karşılıklı güven esasına dayanır. Karşılıklı güveni sağlamak, karşılıklı çabayı gerektirir. Biz, elbette avukatın güvenilir olması konusunda öneriler sunacağız.

Müvekkilin gerginliği, paniği ve bu duygu durumları sonucunda avukatına karşı olumsuz karşılanabilecek üslubu konusunda, avukatın süreci yönetme başarısının insan psikolojisinden anlamasıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtmiştik.

Hukuki süreçte, müvekkil tarafından ulaşılabilir bir avukat olmak, yine müvekkilinizin size duyacağı güveni doğrudan etkiler. Ulaşılabilirliğin yanında açık iletişimle sınırları belirlemek, müvekkilin avukatına ulaşamadığı zamanlarda bile güven duymasını sağlar.

Müvekkilden gelen önerileri onaylamak veya itiraz etmeden önce emin olunmayan konularda araştırma yaparak müvekkile dönüş yapmak, bilginin güvenirliliği konusunda avukat üzerinde olumlu bir intiba bırakır.

İnsan psikolojisinden anlayan ve bu konuda kendini geliştirmek isteyen avukat, psikoloji bilgisini yalnızca müvekkilini anlama konusunda kullanmalı, müvekkilinin ruhsal sorunlarını çözme konusunda uzman olmadığını asla unutmamalıdır. Müvekkilinin psikolojik durumuyla ilgili analizlerini müvekkiliyle paylaşmak, mesleki açıdan ciddi etik sorunlar oluşturur.

Dava sürecini müvekkilin de takip edebileceği bir sistem ile erişilebilir kılmak, hem sistemli çalışma hem de şeffaflık konusunda müvekkili rahatlatacaktır.

Yazımızın sonuna gelirken, içinde iletişim barındıran her meslek grubunun psikoloji konusunda kendisini geliştirmesi gerektiğini düşündüğümüzü söylemek isteriz.

Hukuki süreçler, insan hayatını etkileyecek kararlarla sonuçlanabilir. Söz konusu insan hayatı olduğunda, psikolojinin önemini sizlerle paylaşmak istedik.

Gelecek yazımızda, psikoloji konusunda kendini geliştirmek isteyen avukatlara faydalı kanallar sunacağız.