Blog
Ocak 15, 2021

h+ dergisi, Ofis Sohbetleri’nde Av. Mehmet Gün ile GÜNCE’yi konuştu.

Günce
Blog

h+ dergisi, Ofis Sohbetleri’nde Av. Mehmet Gün ile GÜNCE’yi konuştu.

1. Bugüne dek birçok insanın hayalini kurduğu bir kariyere imza attınız, Gün + Partners Avukatlık Bürosunu kurup hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada lider hale getirdiniz. Daha İyi Yargı Derneği ve İstanbul Tahkim Derneğini kurdunuz ve başkanlığını yapıyorsunuz. “Bozkırdan Dünyaya… Avukat Olmak” isimli bir otobiyografi bir süre sonra da “Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu” isminde bir kitap ve yazdınız. Türkiye’nin her yanında yapısal reformlar konulu konferanslar verdiniz. Pandemi süresinde de neredeyse her hafta hukukun üstünlüğü ve kurumlaşma üzerine konferanslar verdiniz. Gördüğümüz kadarıyla neredeyse sosyal sorumluluk adına ciddi anlamda emek ve zaman ayırarak çalışıyorsunuz. Bu kadar çok çalışmanızın altında yatan motivasyon nedir?

Bütün bunları yapabiliyor olmaktan çok memnunum. Daha İyi Yargı hareketini başlattığım 10 yıl öncesinden beri bir plan üzerine yazıyor, çiziyor ve konuşuyorum. Biyografimi kim olduğumu ve benim gibi binlerce Anadolu çocuğunun hikayesini anlatmak için yazdım. Biyografimdeki hikaye, aslında benim değil Türkiye Cumhuriyeti’nin ve benim gibi binlerce Anadolu evladının ortak hikayesi. Bize serbestçe gelişeceğimiz bu ülkeyi bırakanlara, kıt kaynaklarını bizleri eğitmek için cömertçe harcayan milletimize hepimiz çok şeyler borçluyuz. Böyle bir milletin yetiştirdiği bir değer olmaktan gurur duyuyorum. Hayatımın geri kalan kısmını beni yoktan var eden ve sahip olduğum herşeyi kazandıran ülkeme minnet borcumu ödemeye adadım. Ülkeme en iyi ve yüksek katkıyı en iyi bildiğim konuda, hukukun üstünlüğü ve daha iyi bir yargı konusunda yapabilirim. Bu alanda ulusal ve uluslar arası bilgi ve tecrübe birikimimle ülkemizin birçok sorununa köklü çözümler üretebileceğimi görüyorum. Gücüm yettiğince bu yolda çalışacağım. Daha da önemlisi ülkemizin en çok hukukun üstünlüğü ve daha iyi yargı konusunda çağdaşlarıyla yarışır köklü çözümlere ihtiyaç duyuyor olması. Bu durum bendeki birikimi ve milletime yararlı olma arzusuna özel bir değer katıyor.

Temel amacım Türkiye’nin, hukukun üstünlüğü yoluyla dünyanın en müreffeh 8 – 10 ülkesi arasına girmesini sağlamaktır. Türk milletinin sahip olduğu konum, kültür birikimi, değerleri ile şimdi olduğundan kat kat üstün bir potansiyeli var. Milli gelirimiz kişi başı 8,000 US$ civarında ve çok az; bunu kısa sürede 7-8 katına çıkarmak mümkün. Bir örnek verecek olursak, bunu Türkiye ile benzer nüfusu olan, yüzölçümü yarısından az olmasına karşın 6 katı fazla milli geliri olan Almanya ile karşılaştırınca kolayca görebiliriz. Teorik olarak Türkiye’nin kişi başı milli gelirini Almanya’nın iki katına çıkarmak mümkündür. Bunu gerçekleştirmek için ilk yapılması gereken; hukukun üstünlüğünü – özellikle yürütmeye ve kamu görevlilerine karşı sağlayarak – hayatın her alanına hâkim kılmaktır. Bunun için ise ilk önce yargıyı, etkin ve verimli çalışır, kendi organları ile unsurları hukuka tam olarak hesapverir ve bağımsızlığını hak eder bir hale getirmek gerekir. Dolayısı ile Yargı Türkiye’nin potansiyelini gerçekleştirmesinin ilk ve kilit şartıdır. Sadece Türkiye’nin değil herhangi bir ülkenin sürdürülebilir ekonomik başarı göstererek vatandaşlarının refahını artırması hukukun üstünlüğüne bağlıdır. Hukuk ve ekonomi ayrı soyut şeyler değildir; ekonomi üretim ve ticaret; hukuk ise üretimi ve ticareti sağlayan ilişkilerdir. Hukuk, ekonominin sinir ve kan damarları gibidir; hukuk ne kadar iyi çalışıyorsa ekonomik başarı o kadar yüksek olacaktır.

Bu yüzden ülkemizin ileri bir refah ülkesi haline gelmesini sağlayacak dönüşümün uzmanlık alanım olan hukuk ve yargıda dönüşümü sağlayarak gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu dönüşümü sağlama yolunda tüm birikimimi cömertçe paylaşmak istiyorum. Evet çok çalışıyorum, fakat bunu bu yüce amaç için yapınca büyük haz alıyor mutlu oluyorum.

2. Peki başkanlığını yaptığınız Daha İyi Yargı Derneği ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunuz TÜRKONFED ile birlikte Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar giderek kamuoyuna yapısal reformları anlatıyorsunuz. COVID öncesi neredeyse her hafta başka bir şehirdeydiniz, şimdi de Zoom üzerinden bu konferanslara devam ediyorsunuz. Neden yapısal reformları anlatıyorsunuz?

Biliyorsunuz herkes Türkiye’nin yapısal reformları yapması gerektiğini söylüyor. Kimisi hukuk diyor, kimisi ekonomi diyor, kimisi de demokrasi. Yapısal reformların neler olduğunu anlatanların sayısı ise çok az. Türkiye’nin en önemli yapısal reform konusu orta demokrasi seviyesi sorunları olduğuna katılıyorum. Bu sorunlar ise yargı, yürütme ve kamu görevlilerine karşı hukukun üstünlüğü – hesapverirlik ve nihayet halkın yönetime katılmasında adalet meseleleridir. Gördüğünüz gibi her şey dönüp dolaşıp en temelde hukukun üstünlüğüne ve onu gerçekleştirmekle sorumlu olan yargı konusuna gelip bağlanıyor. TÜRKONFED, bu sorunları ve çözümünü anlattığım “Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm yolu: Yargı, hesapverirlik ve Temsilde Adalet” isimli kitabımın yönetici özetini politika belgesi olarak kabul etti ve “Türkiye’nin İkilemi Orta gelir ve Orta Demokrasi Tuzakları” ismi ile yayınladı. TÜNKONFED ile Başkanı olduğum Daha İyi Yargı Derneği’nin müştereken gerçekleştirdiğimiz konferanslar ile Türkiye’nin her yerine gittik; bu konularda yapılmasını önerdiğimiz reformları Anadolu’daki iş dünyasına anlattık. Büyük kabul görmüş olmasından ötürü çok mutluyum.

Pandemi sürecinde düzenlediğim webinarların teması ise yapısal reformlarda hukukçuların ve özellikle avukatların önemi hakkındaydı. Gerçekten de Türkiye’nin yapısal sorunlarının anlayacak ve halkın ihtiyacına en uygun ve en ileri çözümleri üretebilecek olan kesim hukukçular ve onların içinde de avukatlardır. Çünkü devletimizin yapısını en iyi hukukçular anlıyor. Bir yandan da avukatlar hukukçular arasında en serbest ve bağımsız olarak hareket edebilenlerdir.

Fakat avukatlık mesleğinin birçok sıkıntı ve sorunları var. Bu sorunlardan en önemlisi ise ekonomik kaynakları sınırlı olduğu için günlük sorunlarla uğraşırken mesleğin sorunlarına çözümler üretme konusunda yeterli kaynak yaratamıyor olmaları. Avukatların gerek ekonomik, gerek mesleki, gerek toplumsal saygınlıkla ilgili gerekse diğer sorunlarının mesleğin kurumlaşması ile büyük oranda çözülebileceğine inanıyorum. Bu bir iddia değil, hem sıfırdan başladıktan sonra yıllar içinde kurumlaştırdığım kendi büromdaki hem de gözlemlediğim kurumsal büroların elde ettiği başarılarla kanıtlanmış olan bilimsel bir gerçekliktir. Ana başlıklarına değindiğim meslek sorunlarının ortadan kalkması için avukatlık mesleğinin kurumlaşarak dönüşmesi gerektiğini biliyorum. 140.000’den fazla avukatın görev aldığı her sene 2000 civarında artan avukatlığın sorunlarının çözülmesi ve gücünün artırılması için kurumlaşmak ve kurumlaşmayı tüm ülkeye yaymak gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizdeki her ihtiyaca cevap veren butik, bireysel ve kurumsal avukatlık bürolarının bulunması lazım. Bünyesinde 50, 100, 150 avukatın görev aldığı avukatlık bürolarının bütün şehirlerimizde olması gerektiğini ve rekabet ederek ilerlemeyi ateşlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu dönüşümün hızla gerçekleşmesine katkıda bulunmak istiyorum. Bunun için büyük bir adım atıp bilgimi, tecrübemi (know-how) ve oluşturduğum teknolojiyi meslektaşlarımla paylaşacağım. Bu birikim ve teknolojiden destek alıp kurumlaşarak dönüşen avukatların , Türkiye’yi dönüştüreceğine, hukukun üstünlüğü ile ileri demokrasiyi gerçekleştirerek ülkemizin gerçek potansiyelini elde etmesini sağlayacaklarına inanıyorum.

3. Peki sizin için sırada ne var?

Avukatlığın kurumlaşması için konferanslara ve yayınlarıma devam edeceğim. Olgunlaşan ve kendi büromda oturmuş bulunan kurumlaşma tecrübesini ve teknolojiyi avukatlık camiası ile paylaşacağım. Şimdi sırada uzun zamandan beri diğer meslektaşlarımızın kullanabileceği bir hale getirmek için çalıştığımız GÜNCE yazılımı var. 2008 yılında kullanmaya başladığımız, bugün kullandığımız verimli sistemi borçlu olduğumuz GÜNCE’ye tüm kurumlaşma tecrübe ve know-how’umuzu aktardık.

Yıllardan beri emek, sermaye ve zaman yatırımı yapıyorum. Kâr amaçlı değil, sosyal sorumluluk amaçlı bir lisanslama politikası ile GÜNCE’yi herkesin kullanımına açtık. Tek çalışan ve mesleğe yeni başlayan avukatlar sembolik bir değer, bu yüzden küçük bürolar, GÜNCE’yi normal ücretinin yarısı bir değer mukabilinde edinebilecekler. Herkesin yanında bulunan cep telefonlarını GÜNCE ile küçük ve cepte taşınabilir bir büro haline getiriyoruz. Bu teknolojiyi herkes için erişilebilir kılmak adına ise 2020 yılının sonuna kadar ücretsiz yapıyoruz.

4. GÜNCE nedir, nasıl çalışır?

GÜNCE, entegre bir avukatlık bürosu yönetimi yazılımı. Büro otomasyonunun gereklerinin hepsini içeriyor. Örneği kontak, müvekkil veri tabanı, CRM, döküman dosya, ekip ve benzer hususların hepsi GÜNCE’de yer alıyor. Tabii ki bunlar herhangi bir büro yazılımında olmazsa olmaz şeyler. GÜNCE ise herhangi büro otomasyonundan çok daha farklı bir yazılım. Yukarıda sayılan veri tabanların tamamı ile entegre çalışan işlerin (davalar ve benzeri) süreçleri, büro için süreçler, ekip yönetimi, ilişki yönetimi, muhasebe ön büro ve finans yönetimi, raporlar, müvekkil ve muhabir portalları ve diğer modülleri ile büronuzun ekibi, tüm işlerinizi, büro ön muhasebesini ve mali performansını anlık olarak yönetebileceğiniz bir entegre yazılım. Yazılım içine yerleştirilmiş olan yapay zeka yol haritası doğrultusunda yönetimi başka bir boyuta taşıyacak olan yapay zeka çözümleri üzerinde ise hala çalışıyoruz. Gelişmeleri peyderpey yazılıma ekliyor olacağız.

Başka bir deyişle GÜNCE bir yandan avukatların günlük işlerini otomatikleştirerek bürolarına her an her yerden erişebilir hale getirirken diğer yandan dava, icra takibi ve danışmanlık gibi işlerinin süreçlerini de kendiliğinden yöneterek ileriye dönük projeksiyon ve plan yapma imkanı getiriyor. Böylelikle avukatlık büroları bugünkü durumlarını isabetle görebilirken gelecekteki işleri hakkında da oldukça isabetli tahminler yapabilmekteler. Fakat daha da önemlisi bir büronun başarılarında kimin ne kadar katkıda bulunduğunu yapılan iş, harcanan zaman, elde edilen başarı gibi hususları isabetle ölçerek büroda elde edilen değerin adil olarak bölüşülmesini sağlamasıdır.

5. Bu özellikler avukatlara, hukuk bürolarına ve kurumsal avukatlık şirketlerine nasıl bir fayda sağlıyor? Biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?

Öncelikse şunu söylemeliyim ki GÜNCE avukatlık bürolarının verimliliklerini artırmayı, ekip olarak çalışmalarını sağlamaya ve bir kere oluşan ekiplerinin hızlı ve sağlam bir şekilde kurumlaşmasına temelidir. Biz kendi büromuzdaki kurumlaşma tecrübemizi GÜNCE sayesinde gerçekleştirebildik. Bunu yapabilmek için ise büronuzu, işlerinizi ve işlevlerinizi yazılım mantığı ile planlamanız ve en ince ayrıntısına kadar düzenlemeniz gerekiyor. Biz bunu sıfırdan yapmak durumunda olduğumuz için 8-10 sene gibi bir zaman harcadık, öncesinde de geliştirdiğimiz projeler vardı oradan da epey birikim elde etmiştik. Sonuçta GÜNCE yazılımı ortaya çıktı. Yazılım bizim 8-10 senede yaptıklarımızı yeni bürolara birkaç saat içinde yapma imkanı veriyor. Bu nedenle ben kurumlaşma konusunda Konya Barosu’nda verdiğim konferansın video kaydının dikkatlice dinleyerek yazılımı kullanmaya başlamalarını rica ediyorum. Ayrıca programın birey olarak çalışan butik bürolar, birkaç avukatın birlikte çalışmakta olduğu küçük sayılabilecek bürolar ve kendi bürom gibi kurumlaşmış bürolar için olan versiyonlarından kendilerine en uygun olanı kullanmalarını tavsiye ediyorum. Meslektaşlarım büroları geliştikçe bir üst versiyona kolayca geçebilirler. Erkenden üst versiyonları kullanayım derlerse GÜNCE’yi çok ve gereksiz sofistike bulabilirler.

Bundan sonra kısaca yazılımın teknik yönlerinden bir örnek üzerinden giderek, evrak yönetimi modülünden örnek vererek bilgi vermek isterim. Bir evrak tebliğ edildiğinde evrak taranıp sisteme kaydedildiği anda büro kendiliğinden işlemeye başlıyor. Evrak o dava ile ilgili herkese aynı anda ulaşıyor, örneğin temyiz edilecek bir karar ise dosyanızın statüsü “temyiz edilecek” olarak otomatik olarak değiştiriliyor, ekip lideri birkaç tuş darbesi ile standart görev belgesi oluşturup ekip üyesine görev veriyor, görevin yerine getirilmesi için örnekler ve temyiz dilekçesinin nasıl hazırlanacağı ise GÜNCE’nin önceden oluşturduğu belge üzerinden açıklanıyor. Görev verilen kişi ise ekipten başkalarına alt görevler verecekse, bunların kimlere verileceği belirlenip sınırlanıyor.Arka planda GÜNCE, tüm bu görevlerin ne aşamada olduğunu takip ediyor. Sürelerin kaçırılmaması için uyarı ve hatırlatmalar gönderiyor. Taslak müvekkile gidip geliyor, onaylar alınıyor ve temyiz dilekçesi mahkeme tarafından alındığında görev tamamlanmış olarak kapanıyor. Bu görev üzerinde kimlerin çalıştığı, ne iş yaptığı ve ne zaman sarf ettiği kolayca görülebiliyor.

Görev tamamlandıktan sonra ise “mentorluk ve tersine mentorluk” için karşılıklı öğrenme görüşmesinin zeminini oluşturuyor. Yani, bu görev sırasında edinilen tecrübeler sayesinde sonraki benzer görevlerde gelişmeyi sağlamış oluyor. Benzeri bir durum çalışanların zaman masraf ve sair kayıtları için de söz konusu. Aynı örnek üzerinden giderek anlatırsak, temyiz dilekçesini hazırlayan avukat bu görev ve diğer görevler için ve sarf ettiği zamanı kaydediyor. Bu kayıtlar üzerinden hem aylık, hem üç, altı aylık ve hem de yıllık raporlar alınarak ne tür görevler verildiği ve bu konuyla ilgilenen avukatın hangi üstünlükleri olduğu, hangi konularda bu avukata destek verilmesi gerektiği görülüyor. Bu raporlarla büro içerisinde benzer işler için tecrübelere dayalı olarak tahminler ve projeksiyonlar yapılabiliyor. Örneğin biz pandemi sürecinde biz mevcut işlerimizin bizi ne kadar götürebileceği hakkında projeksiyon yapabildiğimiz gibi pandeminin karlılığımızı ne kadar etkileyebileceği hakkında da neredeyse kesin öngörü yapabiliyorduk. Herkes evinde çalıştığı halde GÜNCE sayesinde sanki büroda imiş gibi faaliyetlerimizi sürdürdük.

6. GÜNCE’nin kar amacı dışında önemli bir toplumsal faydası olduğunu düşünüyor musunuz?

GÜNCE kar etme değil tamamen toplumsal fayda amacı taşıyor. Avukatların bürolara ihtiyacını azaltıyor, cep telefonu üzerinden işlerinin yönetmesine imkân veriyor. Aynı zamanda neredeyse tekrar eden bütün işleri otomatikleştirerek avukatlara devasa bir zaman kazandırıyor. Bu iş yükünden tasarruf ederek, avukatlık yapmak için daha çok zamanları oluyor. Adliye koridorlarında bekleyen avukatlar zaman öldürmek yerine iş yapıyor ve ölü zamanlarını değerlendirebiliyor. Diğer yandan avukatların ekip olarak çalışmasını, katkılarının ölçülebilir olmasını sağlayarak ortaklıkları kolay idare edilebilir hale getiriyor ve kurumlaşmanın önünü açıyor. Bu avukatların bir araya gelerek ekip çalışmasıyla çok daha fazla ve yüksek kalitede hizmet üretmesini sağlıyor. GÜNCE’nin toplumsal faydaları ise burada sayılanlardan çok daha fazladır. Çünkü kurumlaşan avukatlık hukukun üstünlüğünde toplumsal ilerleme olarak ortaya çıkacaktır.

7. Peki bu yazılımı kimler geliştirdi? Gün+Partners içerisinde bir ekip mi kuruldu?

Bu yazılımın hikayesi 1994’lerde başladı. 2008’e gelinceye kadar en az 5 tane proje başarısız oldu. 2006 yılında başlayan son projemiz başarılı oldu ve 2008 yılında kullanmaya başladık. Başlangıçta ilgili her bölüm kendi görev sahaları ile ilgili aşamalara katıldılar. Sonuç olarak bu proje, büromuzun ortak gerçekleştirdiği başarılarından birisidir. Yazılımın tasarımı ve geliştirilmesi bana aittir. GÜNCE için şahsen 10,000 saatin üzerinde zaman harcamışımdır.

Yazılım ayağında ise disiplinli çalışması ile ilk versiyonu 2008’de çıkaran Ayşegül Aktekin’i ve başından beri ona yardımcı olan Emre Çınardan’ı anmadan geçemeyeceğim. Ayşegül ve Emre, GÜNCE 4.0 versiyonunu yazmaya başlayıncaya kadar hep bizimle oldu ve birçok geliştirmeleri birlikte yaptık. Piyasaya çıkardığımız 4.0 versiyonunu Burak Yıldız’ın liderlik ettiği 18 kişiden fazla olan yazılım ekibimiz, 2 yılı aşkın bir süre sonunda gerçekleştirdi ve hala yoğun olarak çalışmaya devam etmekteler. Hepsine özverili çalışmaları için müteşekkirim.

8. Peki GÜNCE ile ilgili gelecek planlarınız neler?

GÜNCE’yi hukuk yapay zeka yönleri ile geliştirmeye devam edeceğiz. Zaten yazılımın içinde yapay zekanın yol haritasını oluşturduk. Bu yönde Yıldız Teknik üniversitesi ile işbirliği yapıyoruz. İTÜ yapay zeka merkezi ile de bir işbirliği anlaşması imzaladık. Hukuk bürolarının ve yargının yapay zeka kullanmaksızın etkin ve verimli çalışabileceğini ve gelişmiş ülkelerle yarışabileceğini sanmıyorum. O nedenle yapay zekaya büyük önem veriyorum. Türkiye’de tek başına birikmiş iş yükü sorunu bile yargıyı yapay zekâ oluşturmaya ve kullanmaya zorlamaktadır. Yargının temel işlevini yerine getirebilmek için muhtaç olduğu hukuk yapay zekâsı mümkündür. Bu yapay zeka için de bir milli platform oluşturulmalıdır. Bu düşünceyle bu konuda ulusal hukuk yapay zekası platformu oluşturmayı; GÜNCE teknolojimizi geliştirerek platformun öncülüğünü yapmayı arzu ediyoruz. İTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi, Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları ile işbirlikleri yapıp özellikle demokratik standartlar ve yargı bağımsızlığı, etkin ve verimli bir yargı konusunda yapay zekâ kullanarak ilerleme gösterilmesine katkı sağlamak istiyoruz.

9. Son olarak, genç avukatlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Avukatlık mesleğinde tanınırlık iş getirmez; iyi yapılan iş tanınırlık getirir. Kişi önce itibar, sonra iş, saygınlık ve en sonda da para kazanır. Genç meslektaşlarıma birinci tavsiyem; ilkeli olmaları, iyi iş yaparak itibar kazanmaları ve kazandıkları itibarı korumalarıdır. İş ve kazanç, arkasından kendiliğinden gelir.

En başta yüksek etik değer, kesinlikle ilkeli duruş, hukuku çok iyi bilme ve felsefesine uygun olarak uygulama, hukuka tutkulu olma, müvekkilinin ihtiyacına en iyi hizmet vermek için müvekkili ve işini anlayarak kendini o yönde geliştirmek gibi hususlar avukatın temel ilkelerinden olmalıdır.

Türkiye’nin hukuk eğitimi, staj uygulamaları aradaki farkı kapatmaya asla yeterli değildir. Tersine, makas Türkiye aleyhine giderek açılmaktadır. Bir avukatın en başta bu durumu çok iyi bilmesi, kendisini bu kısıtları aşmaya hazırlaması ve aşması gerekir. Bunu yapan binlerce genç Türk avukatın, özellikle ABD olmak üzere gelişmiş Batı ülkelerinde de büyük bir mücadele içinde olduğunu ve önemli başarılar elde etmiş olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Gençlerimizin yurt dışındaki hukuk bürolarında ve uluslararası şirketlerde sergiledikleri üstün başarılarından gurur duyuyorum.

Bütün bunlara ilaveten ise özellikle genç meslektaşlarıma teknoloji geliştirme konusunda da kendilerini geliştirmelerini ve teknolojik gelişmelere her zaman açık olmalarını tavsiye ediyorum. Yapay zekayı hukuka uygulayabilmek için tamamen bilimsel mantık yürütmeye dayalı olan hukuk mesleğinin hangi metodolojiyi, protokolleri uygulaması gerektiği konusunda fikir geliştirmelerini ve yapay zeka platformlarında yer ve rol almalarını tavsiye ediyorum.

YAZIYI PAYLAŞ
Güncel içeriklerimizden ve etkinliklerimizden haberdar olmak için abone olun!