Emre Yazıcı ile Yapay Zekanın Hukuk Sektörüne Etkisi ve Hukuk Sektörünün
Geleceği | GÜNCE

Emre Yazıcı ile Yapay Zekanın Hukuk Sektörüne Etkisi ve
Hukuk Sektörünün Geleceği

Emre Yazıcı ile Yapay Zekanın Hukuk Sektörüne Etkisi ve Hukuk Sektörünün
Geleceği | GÜNCE

ANA SAYFA GÜNCE blog ok BLOG GÜNCE blog ok EMRE YAZICI İLE YAPAY ZEKANIN HUKUK SEKTÖRÜNE ETKİSİ VE HUKUK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ

20 Ekim Cuma, 2023

Emre Yazıcı ile Yapay Zekanın Hukuk Sektörüne Etkisi ve Hukuk Sektörünün Geleceği

1- Merhabalar, okuyucularımızın sizi daha iyi tanıması için öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben, Emre Yazıcı. 2006 yılı Essex Üniversitesi yapay zeka bölümü mezunuyum, daha sonradan da Sabancı Üniversitesinde Veri Analitiği üzerine Yüksek Lisans yaptım. Yaklaşık 17 yıldır bu alanda çalışıyorum. Tabii ki uzun bir süredir bu alanda çalıştığım için yapay zekanın hemen hemen her alanında çalıştım: Görüntü işleme, metin işleme, büyük veri, analitik gibi. Özellikle NLP ve görüntü işleme üzerine uzun yıllardır çalışmaktayım.

Bu 17 yıllık süreç içinde 3 yıllık bir yurtdışı deneyimim de bulunuyor. Dubai’de machine translation ve dil bilimi alanında deneyimim oldu. Bunun haricinde; bankacılık, teknoloji, medya sektörü gibi farklı alanlarda çalıştıktan sonra 3 yıl önce kendi firmamı kurdum. Mina Yapay Zeka Çözümleri adıyla bir yapay zeka danışmanlık şirketiyiz. Yavaş yavaş kendi ürünlerimizi de geliştirmeye başlıyoruz.

Geliştirdiğimiz ürünlerin yanında; çeşitli alanlarda danışmanlık veriyor ve proje geliştirme ile birlikte farklı alanda pek çok şirkete eğitim veriyorum.


GÜNCE ile tüm avukatlık ve büro işlerinizi tek bir platformdan yönetin. GÜNCE ile tüm avukatlık ve büro işlerinizi tek bir platformdan yönetin.

2- Günümüzde yapay zeka, hemen hemen her alanda ismini duyduğumuz bir teknoloji. Yapay zekanın hukuk sektöründe etkisi ile ilgili detaylara geçmeden önce hayatımızda etkin rol oynayan bu teknolojinin gelişiminden ve nasıl işlediğinden bahsedebilir misiniz?

Biliyorsunuz ki yapay zeka dediğimiz şeyin elle tutulur hale gelmesi için öncelikle verinin kayıt ediliyor olması gerekiyor. Böylece biz, bu veriyi algoritmalar sayesinde sisteme öğretebilelim ve o sistemde bize yardımcı kararlar versin, yardımcı olsun.

Tabii bugün verinin kaydedilmesi, 25-30 yıl öncesiyle kıyaslandığında oldukça ucuz. Eskiden veri kaydetmek, disklerin teknolojileri yüzünden pahalıydı. Bu nedenle de eskiden yapay zekanın gelişmesi, mümkün değildi. Çok büyük tonajlarda taşıma yapan gemiler olmadan dünya ticaretinin hızlı bir şekilde ilerleyememesi gibi… Yapay zekada da bu durum mevcut.

Zamanla veri kaydetme yöntemlerinin gelişmesi ve daha ekonomik hale gelmesiyle veriyi daha kolay, az maliyetli şekilde kaydedilebilir hale geldik. Veriyi kaydettikten sonra veri üzerinde işlemler, tahminler ve sınıflandırmalar yaparak birçok farklı problemi de kullanmaya başladık.

Türkiye için dönüm noktası ise 2014-2015 yılları oldu. İlk başta büyük veri ortaya çıktı ve ondan sonra herkes yapay zekayı konuşmaya başladı. Hızlı bir adaptasyon süreciyle de 2018 yılında da herkes yapay zeka terimini bilir oldu.

Teknoloji kısmından bağımsız sadece tarihine bakarsak bu teknolojinin Osmanlı’ya kadar uzandığını görebiliriz. Mesela Osmanlı zamanında savaş sürecinde harcanan top miktarı, kaç atla sefere gidildiği, ne kadar yemek ve su tüketildiği, kaç günde gidildiği gibi detayların kaydı tutulurmuş. Bu kayda göre de bir sonraki savaşın maliyeti çıkarılıp planı yapılırmış.

İkinci Dünya Savaşı ise yapay zeka için dönüm noktası. Çünkü yapay zeka kavramının ilk kullanıldığı zaman, İkinci Dünya Savaşı’na dayanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda radarların kullanılması ve bu radarların uzun mesafedeki sinyallerinin yorumlaması ile ilk defa yapay zeka kavramının ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Sonrasında ise bilgisayarların gelişmesi ve hard disklerin küçülmesi ile ilk başta Avrupa Birliği, kendi içindeki ithalat ve ihracat tutarlarına yönelik tahminde bulunmak için yapay zeka yöntemlerini kullanmaya başladı. Bundan sonra yapay zeka tüm dünyaya yayılarak özellikle Amerika’da çok farklı alanlarda kullanıldı. Verilerin çok büyük rakamlara ulaşmasıyla da büyük veri, yani big data kavramı ortaya çıktı ve yapay zeka, gelişerek günümüze kadar geldi.

3- Her sektörde olduğu gibi hukuk sektöründe de yapay zeka teknolojisinin etkisi gün geçtikçe artıyor. Peki, sizce yapay zekanın avukatlara ve hukuk bürolarına etkisi nedir? Hukuk sektöründe mevcut yapay zeka uygulamaları nelerdir?

Biliyorsunuz ki hukuk alanı tamamen mevzuat, yasa ve kanun üzerine kurulu bir alan. Buna bağlı olarak çok fazla kuralın olduğu bir yapı var ve hukuk alanında probleminizi, bu kuralları refere ederek tanımlamak zorundasınız. “İddianamede ne yazıyorsunuz?” diye sorulduğunda “Müvekkilim şunu istiyor bu kanundan dolayı.” veya “Müvekkilimin şu konuda şikayeti var. Daha önceki şu emsal karardan dolayı.” deniliyor. Dolayısıyla çok fazla dosya, kanun ve dava var. Bu kadar çok veri içinde ise maalesef fazla manuel iş bulunuyor. Bütün avukatları da yormakta olan, (aslında bütün meslekleri yoran kısım da); bu manuel işlerin yoğunluğu.
Yüzlerce - binlerce kaynak içinde bu kadar çok manuel işlemin yapılması ise fazlasıyla külfetli bir süreç. Yapay zeka ise bu alana bir kaç farklı şekilde giriyor…

Mesela birincisi fiziksel kaynakların dijitalleşmesi. Çünkü pek çok fiziksel kaynak içinden doğru bilgiye ulaşmak, uzun ve yorucu bir süreç. Bir metni bulmanın 10 dakika sürmesi mümkünken 2-3 saat sürebiliyor. Yapay zeka ile bu kaynakların dijitalize edilmesi sağlanıyor.

İkinci ayağı için de günlük hayatta yaptığımız arama ve özetleme gibi işlemlerin süresini kısaltma ve daha anlaşılır hale getirme diyebiliriz. Mesela, normalde arıyor olduğunuz bir kanunu ele alalım. Aradığınız ifadeyi, spesifik bir şekilde yazmazsanız çok fazla sonuç ile karşılaşabilirsiniz. Çok spesifik şekilde yazarsanız da aramanızı fazla daraltacağınız için doğru sonuçları göremeyebilirsiniz. İşte, yapay zeka aradaki bu boşluğu dolduruyor. Çünkü yapay zeka sayesinde bir ifade aradığınızda hem tam alakalı hem de benzer olanları görmeniz mümkün. Bu da semantik search olarak adlandırlığımız bir özellik.

Üçüncü ayağa gelecek olursak, yapay zeka geliştikçe yapay zekayı kullanmayı geliştiren teknolojiler de ortaya çıktı. Yapay zeka, bir algoritma gibi gözüküyor ama bu algoritmayı besleyecek bir sürü destek sistem var. Düşünün ki bir ordunuz ve silahlarınız var. Ama silahların cephanesini taşıyacak, enerjisini verecek ve bakımını yapacak bir sürü de araç geliştirmeniz gerekli. Yapay zeka araçları da sistemin işleyişi için oldukça önemli.

Büyük veriler üzerinde hızlı arama yapabilen ve bu arama işlemlerini birden fazla bilgisayara dağıtarak çok daha hızlı çözüm alabilen araçlar çıktı. Bunlar da bizim için çok faydalı araçlar. Özellikle open source dediğimiz açık kaynaklı kütüphanelerin bu tarz çözümleri mevcut. Ücretsiz bir şekilde birçok işlemi yapabileceğiniz altyapılar kullanabiliyorsunuz.

Örneğin bir evrağınız var ve bunu dijitalize etmeniz gerekiyor. Tabii ki evrakın uzunluğuna göre bu işlemin süresi değişebilir. Diyelim ki siz bu işlemin sonuçlanmasını beklemeden başka bir işleme geçmek istiyorsunuz ama arkada bu işlemin de devam etmesi gerekiyor. Bütün bu arka arkaya işlem sürecini ise yönetebilen teknolojiler mevcut. Örneğin yapay zeka araçlarında çok fazla kullanılan kuyruk yönetim teknolojileri sayesinde bu yönetim sağlanabiliyor.

Sonuç olarak mevcutta sadece yapay zeka değil, bu teknolojiler üzerine de çalışarak işlerimize katkı sağlayacak pek çok faydalı çözüm elde edebiliyoruz.

4- Hukuk sektöründe yapay zekanın kullanımı ve gelişimi için devlet veya özel kuruluşlar neler yapabilir?

Bu alanda yapılabilecek çok şey var aslında. Birçok proje geliştirilebilecek bir alan mevcut.

Biliyorsunuz ki benzer konular üzerine milyonlarca dava açılabiliyor. Aynı konu ama sadece belki dava tarafı olan isimler farklı ya da küçük detaylarla dava farklılaşıyor. Bu detaylar, bazen çok önemli olabileceği gibi bazen de önem teşkil etmiyor. Sonuç olarak her açılan davada aslında avukatın araştırma yapacağı dava sayısı, yani geriye dönük inceleyeceği dava sayısı, çok yüksek bir sayıya çıkmış oluyor.

Ancak bir avukatın bir davaya hazırlanırken manuel olarak tüm emsal kararları incelemesi ve bütün kanunları araması, çok uzun bir süreç. Örneğin 4-5 sene önce kira değişimleri ile ilgili bir problem vardı. Sürekli aynı dava açılıyordu. Sonuç olarak bir kanun çıktı, kira değişimleri standart oranlara bağlandı. Böylece bu konuyla ilgili hukuki süreçler, hızlıca sonuçlandırılabildi. Fakat her açılan dava için kanun çıkması söz konusu değil. Bu durumda da emsal karar ve kanun araştırması için yapay zekadan yararlanmak mümkün.

Şahsi fikrim Adalet Bakanlığı, şöyle bir konuda proje geliştirebilir: Türkiye’de son 5 yılda açılan -benim bildiğim- 35 milyon tane dava var. Bu davalar dava tipine, duruşma içeriğine, dava dilekçesine göre kümelendirilebilir. Böylece kümelere göre otomatik bir cevap almak mümkün olabilir.

Diyelim ki 17 bin tane dava grubu çıkıyor ve yaklaşık olarak (ortalama) 100 tanesi bir küme içine giriyor. Bu kümenin içine giren 100 tane dava için “Bunların hepsi birbirine benzerdir. Otomatik olarak nasıl bir karar verilecekse hepsine uygulanabilir.” diyebiliriz.

Tabii ki bütün davaların her detayını dinlemek, kesinlikle gerekiyor. Çünkü her dava birebir aynı değil. Ama süre açısından olumlu sonuçlar alınabilir. Mesela, yaklaşık olarak belki 2 yıl sürecek bir dava, belki 1 veya 2 duruşmada çözülebilir hale gelir.

Ayrıca bir konuyla ilgili benzer davayı bulmak için davanın büyük bir kısmı okumanız gerekiyor. Halbuki yapay zeka ve NLP, yani natural language processing dediğimiz, Türkçe karşılığı doğal dil işleme teknolojisi ile bu yazılar özetlenebilir. 30 sayfalık döküman 3-4 paragrafa indirilerek büyük bir zaman tasarrufu sağlanabilir.

Bu da aslında 3 taraflı bir fayda sağlıyor; faydanın birinci kısmı; müvekkil açısından. Çünkü müvekkillerin sorununa hızlı bir şekilde çözüm sunulabilir. İkincisi; hakimler açısından. Hakimler ve yargı mensupları üzerindeki baskı azalmış olur. Çünkü milyonlarca açık dava var ve bu durum, onlar için büyük sıkıntı. Üçüncüsü ise bakanlık açısından. Oluşturulan dava kümeleriyle, daha uygun kanunlar çıkarılıp, adalet daha hızlı işler hale getirilebilir.

Genel olarak Türkiye'nin adli sistemi üzerinde dava benzerliği, dava özetleme, davanın konusunun anahtar kelime otomatik çıkarılması ve sorulan soruya otomatik olarak cevap verilmesi gibi geliştirilebilecek çok fazla proje var. Ancak bu açık, sadece Türkiye özelinde değil, diğer ülkelerde de mevcut. Çünkü bu sistem henüz oturmuş değil. Sadece İngilizce dili özelinde bazı güzel çalışmalar var. Daha oturmamış olsa bile 3-5 yıl içinde bu sistemler de oturmaya başlayacak diyebiliriz.

5- Yapay zekanın gelişimi hızlandıkça ve farklı sektörlerde kullanımı artış gösterdikçe biliyorsunuz ki çalışanlar açısından “Yapay zeka, işimizi elimizden alır mı?” korkusu da oluşmaya başladı. Hukuk sektörü açısından değerlendirecek olursak sizce hukuk alanında çalışanlar için yapay zeka bir tehdit mi, yoksa fırsat mı?

Evet, bu soru aslında çok sık karşılaştığımız soru. Ancak işsiz kalmamız ile yapay zekanın bir alakası yok diyebiliriz.

Bilgisayarın yaygın olmadığı 1980’li yılları düşünelim. O zamanlarda pek kimsenin bilgisayar bilgisi bulunmuyordu. Bilgisayarı kullanabilen kişiler, çok nadirdi. İnsanlar, tablo oluşturmak için kendileri tablo çiziyorlar ve verileri elle dolduruyorlardı. Ancak bilgisayarların yaygınlaşmasıyla hiçbir çalışan, işinden olmadı. Peki ne oldu? Çalışanlar, artık elle tablo çizmek yerine excel kullanmayı öğrendi.

Bir başka örnek, o dönemlerde bir proje postayla gönderiliyordu. Sonra projeler, “cad” gibi programlarda çizilip e-posta ile gönderilmeye başlandı. Aslında yine aynı iş yapılıyor ama sadece daha hızlı, efektif ve detaylı bir şekilde. Kısacası teknoloji bizi işsiz bırakmıyor, bizi geliştiriyor diyebiliriz.

Avukatlar ve hukuk alanı için de aynı süreç geçerli. Birçok manuel işi otomatikleştirdiğimiz noktada artık genel çözümleri daha detaylı ve ileriye dönük düşünmek mümkün olacaktır. Böylece genel çözümler üreterek sistematik bir şekilde problemler çözülebilecek. Yapay zeka sayesinde avukatlar da kendi gelişimine daha fazla zaman ayırabilecek. Yapay zeka, hiçbir meslekte çalışanı işsiz bırakmaz ama öğrenmeye zorlar diyebiliriz. Örneğin depoda çalışan ve fiziksel gücünü kullanarak taşıma yapan bir işçi, şu anda forklift öğreniyor ve forklift kullanmak için ehliyet alıyor.

Günümüz şartlarında avukatlar açısından bakacak olursak artık avukatların çok iyi yapay zekayı kullanabilen, araştırma yapabilen, Chat GPT’yi kullanabilen ya da bu teknolojiler üzerinde ilişkileri görüntüleyebilen, mesela teknoloji ile dava duruşma dosyaları arasındaki ilişkileri görüntüleyebilen bireyler haline gelmesi gerekiyor. Çünkü bunları kullandıkları zaman çağa adapte olmaları mümkün.

Dolayısıyla işsizlik korkusuna kapılmaya hiç gerek yok. Teknoloji, bizi işsiz bırakmıyor. Aksine bizi daha deneyimli ve donanımlı hale getiriyor.

6- Yapay zeka teknolojilerinin temelinde bulunan veri yapıları, algoritmalar ve dijitalleşme, tabii ki farklı tehditleri de ortaya çıkarmış durumda. Bu tehditlerden biri de; siber saldırılar. Özellikle hukuk sektörü gibi her bilginin hayati öneme sahip olduğu bir alanda siber saldırılara karşı nasıl önlem alınmalıdır? Yapay zeka teknolojilerinin kullanımında nelere dikkat edilmelidir?

Öncelikle siber tehditten öte yapay zeka tehditlerinden başlayalım; Yapay zeka ile insanların sesleri ve görüntülerini artık taklit edilebiliyor. Yani, sahte kanıtlar üretmek için de yapay zeka kullanılabiliyor. Ama yapay zekayı, bu tehditlerinden dolayı hayatımızdan çıkarmamız mümkün değil. Öyle bakarsak bilgisayarı da hayatımızdan çıkarmamız lazım. Sonuçta bilgisayar da virüs “kapıyor”, hack ediliyor yada bilgisayarla virüs ile ilgili araştırma yapılıyor diye bütün bilgisayarları çöpe atamayız. Yani bu durum, kullanım ve yönetim ile alakalı bir konu.

Unutmayalım ki birçok hırsız da çağa ayak uydurdu. Artık RFID bulunan cihazlar ile sinyalleri kopyalayabiliyorlar. Böylece siz garaj kapısını açarken sinyali kopyalayıp garaja ve evlere girebiliyorlar. Teknolojiyi ve yapay zekayı kötü amaçlı kullananlar olabilir, olmaya da devam edecektir. Ancak bunların çözümünde de yine yapay zeka devreye giriyor.

Şöyle bir örnek vereyim; varsayalım yapay zeka ile bir kişinin bir suça karıştığını gösteren bir fotoğraf veya video oluşturuldu. İster fotoğraf ister video olsun, bu sahte görüntülerin sahte olduğunu kanıtlamak için standart yöntemler yeterli değil. Bunu ispatlamanın yolu ise yine yapay zekadan geçiyor. Çünkü yapay zeka, insan gözüyle ayırt edilemeyecek ayrıntılardan görüntülerin gerçek veya sahte olduğunu algılayabiliyor. Bu nedenle de kanıtların incelenmesi için Adli Tıp alanında yapay zeka aktif olarak kullanılıyor. Adli Tıp örneğinde gördüğümüz gibi yapay zekanın zararlı olacağı kadar faydalı olduğunu da söylemek mümkün.

Siber güvenlik alanına gelecek olursak siber güvenlik için çeşitli yazılımlar var. Bu yazılımların tehditleri bulması için de tehdit senaryolarının çıkarıldığı kurallar oluşturulur. Yaklaşık 1500- 2000 tane kural oluşturulur ki bir ağ üzerinde hem insanların haberleşmesi, işlerini yapabilmesi hem de hackerların girip sisteme müdahale etmemesi sağlanır. Yani kuralların ağa bağlı kullanıcıların özgür olabilecekleri kadar net ama dışarıdan gelen ataklara kapalı olacak kadar da güvenli olması lazım. Bunu belirlemek de çok zor bir şey. Siber güvenlik yazılımının o aradaki noktayı bulması gerekli.

Örneğin bizim geliştirdiğimiz bir yazılım var. Bu yazılımda yapay zekadan destek alarak veriler içindeki anormallikleri buluyoruz. Çünkü tek tek bütün olayların kurallarını yazmak çok zor. Çünkü çok fazla olay var ve bütün bunları, düşünmek mümkün olmayabilir. Ancak hackerler düşünüyor. Siz kuralı koysanız bile bir hacker deneyip olmadığında başka bir yol deneyebiliyor. Onlar da sürekli olarak kendilerini geliştiriyor.

Ancak burada yine çözüm; yapay zeka. Çünkü yapay zeka, kural tanımlamadan bütün ağı dinleyip analiz ederek tüm anormallikleri gösterebiliyor. Bu şekilde ağ üzerindeki illegal veya normal dışı hareketler hızlıca tespit edilebiliyor.

Hukuk alanından bir örnek vereyim; diyelim ki bir kişinin ifadesi var. İfadede olayın detayları bulunuyor. Siz yapay zeka ile ifadenin tutarlı olup olmadığını tespit edebilirsiniz. Üstelik oldukça kolay ve hızlı bir şekilde. Yani yapay zeka sayesinde detaylara kafa yormak yerine detayları yapay zekanın çıkarmasını sağlayıp daha kompleks ve yaratıcı konulara vakit ayırabilirsiniz.

7- Yapay zeka sizin de belirttiğiniz gibi sürekli öğrenen ve buna bağlı olarak gelişen bir teknoloji. Bu teknoloji geliştikçe sizce hukuk sektöründe gelecekte ne gibi değişimler meydana gelmesi öngörülebilir?

Özellikle orta dönem gelecekte öngördüğümüz şeylerden bir tanesi; hızlı avukatlık sistemi.

Peki, nedir bu sistem? Bir müvekkilin avukat bulması, konuyu anlatması ve anlattığı probleme göre avukatın çözüm sunması, biliyorsunuz ki uzun bir süreç. Ancak müvekkil bir internet sitesi üzerinden “Benim böyle bir durumum var.” diyerek otomatik olarak haklarını öğrenebilir ve genel fikir açısından cevaplar alabilir. Bu sayede müvekkiller, fikir sahibi olarak avukatlara hazırlıklı bir şekilde gider. Böylece hukuki süreç, çok daha hızlı ilerleyebilir. Kısacası hukuk alanında göreceğimiz teknolojik gelişmelerden biri olan hızlı avukatlık sistemi hem avukatın hem de müvekkilin işi kolaylaştıran bir uygulama.

Diğer yenilik, yapay zekanın soru sorup hızlı bir şekilde cevap vermesinden kaynaklı sözleşmelere hızlı bir şekilde madde eklemek mümkün. Diyelim ki iki tane şirket, bir proje üzerine çalışacak ve kendi aralarında bir sözleşme yapması gerekiyor. Sözleşme maddelerini belirlemek için yapay zekaya “Böyle bir durum olursa ne olur?” şeklinde sorular yönelterek cevapları ile maddeleri daha net hale getirebilirler. Böylece sözleşme esnasında yaşanabilecek fikir ayrılığı sorunu, minimum seviyeye iner ve fikir ayrılığından kaynaklı mahkemeye gitme oranı azalır.

Tabii ki kimsenin uzun yıllar eğitim alınan bir bölüm olan hukukun bütün konularını okuyup deneyim kazanarak araştırma yapması mümkün değil. Ama özellikle hayatımıza giren bu teknolojilerle genel seviyede haklarımızı hızlıca öğrenip daha bilinçli hale gelebiliriz. Dolayısıyla yapay zekanın insanların bilinçlendirilmesinde, daha hızlı yol almasında ve çözümlere ulaşmasında çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Yapay zekanın bir diğer etki edeceği alan da; olay yeri inceleme. Çünkü gelecekte yapay zeka sayesinde olay yeri fotoğrafı üzerinden olayı canlandırmak mümkün hale gelecek. Bu da olayların hızlı bir şekilde çözülebilmesi oldukça önemli bir gelişme.

8- Son olarak hukuk sektörünün ihtiyaçlarına yönelik geliştirilmiş GÜNCE hakkında yorumlarınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

GÜNCE, uzun zamandır çalıştığımız bir yazılım. Hem müşterimiz hem iş ortağımız, birlikte birçok projeye imza attığımız ve teknolojimizi geliştirdiğimiz bir ürün diyebiliriz.

GÜNCE ile 2 buçuk sene önce tanıştık ve hukukta yapay zeka alanında çıkarılan yapay zeka haritası ile bu işlere başladık. Bu haritada da bir adımlar süreci oluşturduk. Bu adımlar sürecinin en sonunda ise önceki soruda bahsettiğimiz konular da bulunuyor. Ancak tabii ki bu uzun soluklu bir süreç. Çünkü ilk soruda da belirttiğim gibi bir yapay zeka sisteminin gelişmesi ve yapay zeka sistemini eğitebilmek için veriye ihtiyacımız var. Verinin ise hazırlanmış, temizlenmiş ve formata göre şekillendirilmiş hale gelmesi oldukça önemli.

GÜNCE, şu an internetteki gerekli birçok kaynaktan istenilen tüm bilgileri toplayabiliyor, bunları herhangi bir formattan dönüştürebiliyor ve dijitalleştirip kendi sistemleri içinde kullanabiliyorlar.

Yine aynı şekilde, GÜNCE sayesinde, üye olan yüzlerce kuruluş kendi bilgilerini istedikleri formatta aranabilir hale getirebiliyorlar ve zamanla yapay zeka kullanımı avantajlarından faydalanmaya başlayacaklardır.

Birkaç ay içinde GÜNCE ile tekrar görüşüp 2024 yılında daha farklı ve büyük projelerle çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Zamanınız, değerli bilgileriniz ve görüşleriniz için çok teşekkür ederiz.