Uzaktan Çalışma, Dijitalleşme ve UYAP
İş yerine gidip gelmek, İstanbul gibi büyük şehirlerde iki üç saat alıyor. Toplu taşımaya, özellikle metrobüse erişmek, binmek ve inmek için insanı tüketen mücadele gerekiyor. Davayı kazandıracak, ikna edici, kapsamlı ve güçlü bir dilekçe yazmak için odaklanmanız şart. Bunun için bazen birkaç gün bir odaya kapanıp odaklanmak, bir paragraf yazabilmek için saatlerce içtihat aramak, okumak, kitaplar karıştırmak zorundayız. Vurucu dilekçeler için her bir kelimeyi ve cümledeki yerini belirlemek, fiil çekimlerini ustalıkla yapmak gerekiyor. Şehir merkezlerindeki ofislerde bu ihtiyaçlara cevap veren ortamları sağlamak, metrekaresi aylık 20 dolar civarındaki ofislerde oldukça zor. Kütüphaneler ise sessizliği sağlasalar da tartışma, telefon etme gibi imkânları yasaklıyor. Bu tarafları, ofise gitmeyi değil gitmemeyi, işlerimizi uzaktan çalışarak yapmayı zaruri kılıyor. Avukatların çoğu da işte bu nedenle uzaktan çalışmakta ısrar ediyor.
Cep telefonlarının yeni çıktığı zamanlarda ABD’de büyük bir avukatlık bürosunun yöneticisi ile Cayman Adaları’ndaki bir avukat arasında geçen bir hikâye var. Yönetici, büroda dosyalarla boğuştuğunu düşündüğü Cayman’daki avukatı acil bir iş için arar. Avukat ise o sırada beş yıldızlı bir otelin havuzunda sevgilisiyle içkisini yudumlamaktadır. Sehpadaki telefonu kaldırdığında yöneticisinin aradığını fark edince panikleyerek yerinden fırlar, cep telefonu ise elinden fırlayarak havuza düşer… Sonrasında olanları tahmin edebilirsiniz.
Ofiste çalışmanın dinamikleri ve disiplini uzaktan evde çalışmada kaybolur. Ofiste her an hesap verir durumda olan çalışanlar, uzakta kendi başlarınadır. Kahve molası için izin almaları gerekmez. Toplantılarda tam orada olmaları gerekirken Zoom veya Teams görüşmelerinde sadece kamerayı açtıkları kadar oradadırlar. Aynı zamanda başka şeylerle ilgilenerek odaklarını kaybedebilirler. İş yerlerindeki mesai saatleri mefhumu uzaktan çalışmada kaybolur; çalışanlar isterlerse çalışır, isterlerse dinlenir veya seyahat ederler.
Uzaktan çalışmada verimlilik için birinci paragraftaki faydaları toplamak, ikinci paragrafta örneğini verdiğim dezavantajları yönetmek, mümkünse önlemek gerekir.
Bu konularda anlık iletişim yoluyla birliktelik sağlayan WhatsApp grupları kurulabilir ama dikkat edin, farkında olmadan gizli bilgilerinizi etrafa saçıyor olabilirsiniz. Her hareketlerini izleyip kayıt altına alarak uzaktan çalışanları ekranları başına mahkûm edebilen bir kısım yazılımlar var ama faydadan çok zarar getirebilir. Slack gibi uygulamalar ile yer farkı olmaksızın mesai saatlerine uyum uzaktan da sağlanabilir. Ancak en önemli üç tanesi bence şunlardır: Birincisi anlık bilgi aktarımı sağlayan güvenli bir iletişim ortamı kurmak. İkincisi, ekip üyeleri uzaklaşınca kaybedilen sosyalleşme kaybını telafi eden aktiviteler yapmak. Üçüncüsü ve aralarında en başta geleni ise uzaktan çalışanların üretimlerini ve verimliliğini; hem yaptıkları işin kalitesini hem iş için sarf ettikleri zamanı hem de bunların sonucunda ürettikleri katma değeri ölçmektir. Unutulmamalıdır ki bütün iş yerlerinin amacı üretmektir. Üretimle teyit edilmeyen faaliyetlerin hiçbir değeri yoktur.
Uzaktan çalışma döneminde bunları ölçebilmek için ise ister tek kişi ister yüzlerce kişi barındırsın, bütün iş yerlerinde geleceği de öngören dijitalleşme ve uygun teknolojilerin kullanılması şarttır.
Hukuk bürolarının nasıl dijitalleşeceği, hangi teknolojileri kullanacakları, farklı teknolojilerin uyum içinde çalışmasını ve entegrasyonunu sağlamak ise oldukça zor ve derin konulardır. Ölçek ekonomisinin gereklerine göre bakıldığında ülkemizdeki, büyük çoğunluğu mikro işletme olan avukatların dijitalleşmesi önünde ise büyük maddi engeller vardır. Diğer bir engel ise dijital alanın bel kemiği durumundaki UYAP’ın nasıl gelişeceği ve UYAP’ı geliştiren Adalet Bakanlığı’nın dijitalleşme ekosistemindeki rolünün ne olduğudur.
UYAP, teknik yetenekleri abartılsa da, resmi davalar ve işlemler için önemli bir dijitalleşme sağladı. Ancak duruşmaların çevrimiçi yayınlanması ve UYAP hesap verirliği konusunda şeffaf değil. Bilgisayar programlarının ara işlerliği kanunen zorunlu olsa da UYAP, herkesin kolayca uygulama geliştirebileceği API yayınlamıyor. Tersine, “Bütün ihtiyaçlarınızı biz sağlarız” gibi bir yaklaşım UYAP’a ve Adalet Bakanlığı’na hâkim.
Sizce Adalet Bakanlığı UYAP ile dijitalleşme ekosistemine önderlik ediyor mu acaba?
