Nasıl Bilişim Avukatı Olunur?
Dünyada şüphesiz her şey, bir diğerinin sebebi, sonucu ya da bütünü oluşturan parçalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Keza birçok kavram ve olgu, bir diğeri sayesinde şekilleniyor, pekişiyor ve gelişiyor. Yakın geçmişe şöyle bir dönüp baktığımızda, teknolojinin bu anlamda en büyük etki alanına sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz.
Kesintisiz eğitime olanak veren online dersler, oldukça sıkıcı süreçleri birkaç tıkla dakikalar içinde çözebilen mobil bankacılık, yüz binlerce ürüne tüm detaylarıyla ulaşmamıza olanak sunan e-ticaret, dünyanın her yerinden görüntülü haberleşme imkânı sunan akıllı telefonlar, bambaşka dünyaları dizi ve filmler aracılığıyla evimize taşıyan dijital platformlar, Facebook, Twitter, Instagram, TikTok vb. her geçen gün hayatımıza bir yenisi eklenen sosyal mecralar ve bilişim teknolojilerinin etkisiyle dönüşen ve gelişen hukuk ve çok daha fazlası…
21. yüzyılla beraber teknolojik alandaki çarpıcı ve ilham verici gelişmeler, hukuk alanında da birtakım reformları beraberinde getirdi. Sonsuz bilginin sürekli kendini yenileyen kaynağı internet, yaşamı kolaylaştıran etkisinin yanı sıra, birçok zihinde ucu bucağı olmayan yepyeni bir illegal zemin anlamı taşımaya başladı. Fiziksel suçlara oranla, karda yürüyüp izini belli etmemeyi çok daha mümkün hâle getiren dijital dünya, siber suçların kapısını aralayarak bilişim hukuku ve elbette ki bilişim avukatlarının ortaya çıkmasını zorunlu kıldı.
Bilişim hukuku; tüm bu ve çok daha fazlasını kapsayan dijital cihaz ve mecralarda var olan fikri mülkiyet ihlâllerinden sanal dolandırıcılığa, kişisel verilerin bireyin izni dışında temin edilmesinden işletmelerin sistem yazılımlarının ele geçirilmesine, online alışverişlerde tüketici haklarının göz ardı edilmesiyle oluşan mağduriyetlerden markaların telif haklarının korunmasına, korsan ürün/içerik tedarikinin çığ gibi büyümesinden bilgi manipülasyonuna kadar, teknolojinin sunduğu fırsatların birer suç unsuru ya da suçların işlenebildiği mecralar hâline getirildiği tüm durumları kapsıyor. Günlük yaşamın, teknolojiyi her gün daha da fazla merkezine almasıyla birlikte yaygınlaşan kavramlarla birlikte, “Bilişim avukatı kimdir?”, “Bilişim hukuku nedir?” ya da mağduriyetlerle birlikte “Bilişim suçları nasıl tespit edilir?” soruları da hayatımızda yer bulmaya başlıyor ve bu soruların yanıtını merak edenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Geleceğin hukuk alanlarından birine dönüşen bilişim, haliyle birçok genç avukat için de ilgi çekici hale gelmeye başlıyor.
Peki, kariyerine bu doğrultuda yön vermek isteyen avukatlar için, bilişim avukatı olma yolculuğu nasıl başlıyor?
Gelin, bu çağın göz alıcı sıfatlarından biri olan bilişim avukatı ya da diğer adıyla siber suçlar avukatı nasıl olunur, yakından bakalım.
Alanınızı İyi Tanıyın
Bilişim hukuku; internet hukuku, ifade özgürlüğü ve gizlilik kavramlarının oluşturduğu bir temele dayanır ve ana hatlarıyla iki temel dalda ele alınabilir:
1- Bilgi Teknolojisi Hukuku
2- İnternet Hukuku
Bilgi Teknolojisi Hukuku, dijitalleştirilmiş bilgiyi ve bilgisayar programlarını içeren ihlalleri kapsamına alır. İnternet Hukuku ise, internete erişim ve kullanımla birlikte, ifade özgürlüğünü riske atan durumlar, kişisel verilerin işlenmesi ile ilgili ihlaller, özel hayatın gizliliğine gölge düşüren konular, elektronik delillerin temini gibi hukukun birçok farklı kolunu sürecin parçası hâline getiren bir kapsama sahiptir. Her iki dal da kendi içerisinde hukukun pek çok disiplinine temas eder.
Bilişim avukatı olmak hem son derece cazip hem de bir o kadar engebeli bir yoldur. Çünkü bu alan her an gelişime ve değişime açık olmakla birlikte, buna her daim güncel kalarak ayak uydurmayı gerektirir.
Sizi Öne Çıkaran Yönlerinize Odaklanın
Bilişim avukatı olmak için üst düzey bir bilgisayar teknisyeni olma zorunluluğu taşımadığınızın farkında olun. Bu alanın içerisinde de çeşitli kırılımlar söz konusudur ve hangisine daha yatkın olduğunuzu keşfetmek, başarıya giden yolu önemli ölçüde kısaltabilir.
Örneğin hukuk mühendisleri, bilişim avukatlarına ulaşma yöntemlerinden biridir. Veri yönetişimi konusunda sahip oldukları uzmanlık sayesinde, veri gizliliği konusundaki yasa ve düzenlemelere fazlasıyla hâkimdirler ve bu konudaki soru işaretlerini kolayca giderirler. Bu sayede söz konusu bir şirketin bu noktadaki uyumluluğunu tespit edebilir ve ciddi para cezalarını önleyebilirler.
Fikri ve sınai mülkiyetlerini olası saldırılara karşı güvende tutmak, şirketlerin üstünde durduğu öncelikli konulardan biridir. Bu teknoloji şirketleri için oldukça kapsamlı bir alandır. Teknolojik hizmetlerin satın alınması ve kullanılması adına lisanslanması da dahil olmak üzere, bunların her biri fikri mülkiyet hukukunun uzmanlık alanındadır ve bu gibi durumlar için duyulan endişelere karşı şirketlerin arkasına güvenle yaslanabilmesini sağlar.
Veri gizliği söz konusu olduğunda, finans, ilaç ve sağlık gibi alanlarda, işlenen kişisel verilerin hassas ya da mevzuatça tanımlandığı şekilde özel nitelikleri dolayısıyla, spesifik veri gizliliği yaklaşımlarına rastlanır. Belirgin bir tercihle bu alanlardan birinde uzman olmaya çalışmak, sizin için bilişim avukatlığında fark yaratacak önemli bir kırılma noktası olabilir.
Sınırların Sizi Sınırlamasına İzin Vermeyin
Her ülkenin yasaları farklı olabilir ancak internet, tüm dünyayı kapsar. Dolayısıyla bu alana eğilecekseniz, yalnızca ülkemizin değil, uluslararası düzenlemelere ve farklı ülkelerin yasal süreçlerine hakim olmanız gerekebilir. Çünkü bilişim hukuku, uluslararası arenada çok daha farklı biçimde ele alınır. Avrupalı bir hedef kitlesi olan şirketler, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne uygunluğu muhakkak gözetmek durumundadır. Yine, bilindiği üzere ABD’de her eyaletin kendine ait hukuki düzenlemeleri vardır. Bu çok bilinmeyenli denklemde, müşterisinin en doğru yaklaşımla hareket etmesini sağlamak uluslararası bir bilişim avukatının misyonudur.
Uzmanlık Alanınızı Genişletin
Ancak kariyerine bu doğrultuda bir yol çizmek isteyenlerin kesinlikle atlamaması gereken önemli bir nokta daha var: Bilişim hukukunu, direkt olarak hukukun bir alt kolu ya da hukuk üstü bir kavram olarak değerlendirmek mümkün değildir ve bilişim günümüzde hayatın her alanını kapsar. Bildiğiniz üzere hususi olarak bilişim mahkemeleri bulunmamaktadır. “Bilişim Avukatı” sıfatı, resmi olarak tanınan bir unvan olmamakla beraber, arama motorlarında “Bilişim Avukatı İstanbul”, “Bilişim Avukatı Ankara”, “Bilişim Avukatı İzmir” gibi aramalar hızla artmaktadır. Bu da böyle bir hizmete ihtiyacın gitgide arttığını bizlere gösteriyor.
Bu bilgileri ele aldığımızda, bu alanda ilerlemek isteyen genç bir avukat için birden fazla alanda donanımlı hale gelmenin bir şart olduğunu söyleyebiliriz. Başarılı bir bilişim hukuku avukatı olabilmek, hem usul hukuku perspektifinden (idari başvuru ve yargılama hukukundan medeni ve ceza usul hukukuna, Anayasa Mahkemesi nezdinde somut norm denetimlerinden bireysel başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuru süreçlerine) hem de maddi hukuk perspektifinden (fikri ve sınai mülkiyet hukukundan borçlar, ticaret ve tüketici hukuku düzenlemelerine, ceza hukukundan idare hukukuna, kişisel verilerin korunması hukukundan elektronik ticaret düzenlemelerine) pek çok alanda temel bir bilgi ve deneyim gerektirmektedir.
Örneğin meraklısı günden güne artan kripto para evreni, modern toplumlarda en kritik bilişim suçlarının başında gelmektedir. Ülkemizde geçtiğimiz yıl bir İstanbul İcra Mahkemesi tarafından menkul değer olarak kabul edilen kripto para, bir borçluya karşı yapılan haciz işlemi kapsamında değerlendirilmiş ve borçlunun avukatından gelen itiraza rağmen, bankadaki bir paranın haczedilmesine benzer bir süreçle, ilgili kripto para borsanına yazılarak borçlunun borsa nezdindeki hesabına bloke konulması istenmiştir. Elbette bu kararın kripto para evreninde ve blockchain teknolojisindeki karşılığı ve uygulanabilirliği de bir bilişim avukatının sorgulaması gereken temel noktalardan olacaktır. Dolayısıyla bir bilişim avukatı, icra hukukunda yetkin olmanın yanında güncel teknolojinin önemli bir parçası olan kripto para evreni ve ülke mevzuatlarında nasıl ele alındığı hakkında da bilgi sahibi olmak durumunda olabilir ve bu yalnızca kendi ülkesiyle değil uluslararası unsurların dahil olduğu tüm durumlarda pek çok farklı ülke hukuku çerçevesinde de konuyu değerlendirmesini gerektirebilir. .
Tıpkı Dijital Dünya Gibi, Kendinizi Geliştirmeye ve Güncellemeye Devam Edin
Bilişim hukuku ve bilişim avukatlığı, bizzat bir üniversite bölümü ya da branşı olarak eğitim sisteminde yer almıyor. Bu konuya ve bağlantılı çalışma alanlarına eğilen genç avukatların, üniversitelerin yüksek lisans programlarına ve çeşitli seminerlere katılarak kendini geliştirmeye çalışması, en çok takip edilen yol.
Hukuk Teknolojilerinden Yararlanmayı Unutmayın
Dijital çağda yaşayan ve dijital dünya ağırlıklı çalışan bir avukat olarak, kendi büronuzda da dijital dönüşümü sağlamanız ve hukuk teknolojilerinin size sunacağı tüm kolaylıklardan faydalanmanız en doğrusu olacaktır. Kariyeriniz için teknolojiyi ve dijital dünyayı odağınıza alırken, dijital dönüşümün kariyerinize sağlayacağı katkıları yok saymayın. Hukuk büronuzun temel ihtiyaçlarını tek platformda sunan GÜNCE’den yararlanarak teknoloji çağına her anlamda ayak uydurabilir, dijital dönüşümünüzü yılların hukuk deneyiminden beslenen GÜNCE ile gerçekleştirerek büronuza çağ atlatabilirsiniz.